2008 BARSELONA

Uzun süredir gitmek istediğimiz Barselona seyahatini nihayet 2008 Aralık  ayında gerçekleştirdik.  Yıldırımerler tam kadro ile katılırken, Kırcalıoğlu ailesinden bir tek Ömer eksikti. Köken zaten Barcelona da Master yapıyordu, Nergisle Neşet de İzmir’den tura katılınca hep birlikte çok güzel bir hafta geçirdik.

Bu sefer ilk kez bir tur şirketi ile seyahat ediyorduk. Tuareg Turizm. İspanya üzerine deneyimlli bir tur şirketi. Barcelona’ya iner inmez hemen bir şehir turu yaptık. Şehir açıkhava müzesi gibi. Heryerde Gaudi nin bir eserini görmek mümkün.

Ben en çok bu sokak lambalarını sevdim

Yol üzerindeki Casa Mila, casa Calvet, Sagrada Familia gibi eserlerin dışında bir de Park Guell i gezdik. Kendimi Alice harikalar diyarında gibi hissettim…

Otelimize yerleştikten sonra biz Tur dan ayrı takıldık. Bir tek bir gün tura birlikte Salvador Dali nin doğduğu şehir olan Figueres e gittik. Dali nin  evi bir müze halinde. Gezilmesi, görülmesi gereken bir yer.

Yol üzerinde gördüğümüz bir diğer şehir ise Girona idi. Parfum filmi bu şehirde çekilmiş. Daracık sokakları var. İnsanı etkileyen bir şehir.

Girona Katedraline çıkan yüksek merdivenlerde poz verdik…

Bu şehrin bir güzelliği de bir kahvede içtiğimiz Sıcak Çikolata… Bugün dahil hiç bir yerde bu kadar lezzetlisini içmemiştik.

Figuere ziyareti dışında diğer günlerimizi Barselona yı adım adım gezerek geçirdik.

Neşet bir arkadaşı için matador şapkası aldı:)))

Köken in  bir yıldır orada yaşaması ve bize rehberlik etmesi sayesinde çok güzel yerler gördük. Bir gece bizi bir Tapas cıya götürdü. Genelde yerli halkın geldiği br restoranmış. Menüde 15 adet tapas vardı. Gasona 15 ini de söyleyince biraz fazla olur dedi. Biz de ‘o zaman ilk 8 tanesini deneyelim’ dedik. Çünkü isimlerinden ne istediğimizi anlayamıyorduk. Bari ilk 8 ini tadalım dedik. Gelenler o kadar lezzetliydi ki garsonu çağırıp kalan 7 sini de ısmarladık. O sırada garsonun yüzü görülmeye değerdi. Ama bizim ekip de yeme konusunda sıkı bir ekipdi…

Paella yı Barselona’nın en meşhur paellacısı 7 Portes’ e  gittik. Tarihi bir restoran. Çok güzel yedik. Keyifli bir akşamdı.

 Son gün Akvaryumu gezdik. Ama grupta Emine ve Eşref dışında hepimiz hastaydık. Ben zehirlendik diye düşünüyorum. En çabuk pes eden ben oldum, herkes gezerken  gidip otelde yattım. 

Daha sonra herkes teker teker dökülmeye başladı. Son gece kimsenin çıkıp birşeyler yemeğe hali yoktu, Emine ve Eşref dışında.

Son günü yaşanan bu duruma rağmen Barselona seyahati unutulmayanlar arasında yerini aldı. Bir kez daha gidilir mi?? Giderim gibi geliyor:)))